11 Haziran 2009 Perşembe

git...

Gölgeni, ismini sil yavaş yavaş... Giderken bu kentten tükür yüzüne, Yalnızlığının... Kalbini, kendini sök yavaş yavaş. Giderken bu kentten sakın ağlama, Sus... Umut ne yaptı sana? Bulut ne söyledi? Unut ne varsa vazgeçtiğin..! Yüzümde Korkularla, İçimde çığlıklarla, Kalbimde simsiyahlar... Nereye gidiyorsun? Yolları, duvarları geç yavaş yavaş. Giderken bu kentten bir piç gibi bırak yalnızlığını. Ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş. Giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlığının... Ve unut ne yaptı sana! Unut neler anlattı... Unut ne varsa vazgeçtiğin!!! Yüzünde korkularla, İçinde çığlıklarla, Kalbinde simsiyahlar... Nereye gidiyorsun? Hep bu şarkılarla, Kıymetsiz dualarla, Utanmaz bir yağmurla; Nereye gidiyorsun? Bu sahte baharlarla, Kıymetsiz dualarla, Utanmaz bir yağmurla... Yine mi gidiyorsun? Çocuk, Her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği... Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı... Çevir gökyüzüne başını... Bakma arkana! Daha sert basa basa, daha güçlü! Anlat bu kara şehrin yollarına ak adımlarınla! Gitmek yenilmek değil kazanmak da! GİTMEK GİTMEKTİR İŞTE!!!Hepsi bu.

Çocuk, Sil yüzünden tüm yalanlarını bu şehrin, Topla kalbini cadde cadde, sokak sokak. Kazı ayak izlerini birer birer kıyı kaldırımlarından... Bakma yüzlerine hiç, görme onları. Çocuk, Bu kez ağlama... Bu kez Git.

Hiç yorum yok:

İzleyiciler